Pazartesi, Ocak 7

alevi gündelikçinin çiğnenen onuruna bir darbe de yargıdan...


Kemal GÖKTAŞ
Yargı, ellerinde hiçbir delil yokken evlerinden çalınan altın, para ve süs eşyalarından ortak temizlikçilerini sorumlu tutan 3 kız kardeş hakkında temizlikçinin açtığı "onur" davasını reddetti. Temizlikçinin, Alevi olduğunu öğrenen kadınların kendisini aşağıladığı ve ardından da hırsızlık iftirasında bulunduğu iddiasını tazminata yeterli görmeyen mahkeme kararındaki "davacının Alevi suçlaması yapıldığı iddiası bulunmakta ise de bu iddiayı doğrulayan bir kanıta rastlanmadığı" ifadesi dikkat çekti.
"ALTINLARIMIZI ÇALDI"
Ankara'da oturan B.K isimli kadın, evlerine temizliğe gittiği A.L, A.T ve M.Ö isimli 3 kız kardeş tarafından hırsızlık iddiasıyla savcılığa şikayet edildi. A.L, evinden 8 cumhuriyet, 10 yarım, 10 çeyrek altın, 450 dolar, 40 TL, küpe, yüzük, kristal tabak ve küllük; A.T ise 2 altın bilezik, 2 çocuk altını, 1 büyük altın, saat, kolye
uçları ve 'hatırlamadığı' diğer altınların, M.Ö ise 9 çeyrek, 2 yarım altın ile 1000 dolar ve dantel örtülerin çalındığını iddia etti.
Kız kardeşler, B.K'dan şüphelenmelerinin nedeni olarak ise "Temizliğe giderek ev almasını ve satarak daha iyi ev alacağını söylemesini, çay ocağı almasını, özel sigorta yatırmasını, çocuklarının şehir dışında
okuması ve dershaneye gitmesini, altın gününe katılmak istemesini" gösterdiler.

EVİNE BASKIN YAPILDI
Bu suç duyurusu üzerine polis B.K'nın evini basarak saatler süren arama yaptı. Hırsızlık iddiasını ispatlayacak herhangi bir şey bulunmamasına rağmen B.K hakkında dava açıldı. Davada savunma yapan B.K "Şikayetçilere Alevi olduğumu söylememiştim. A.Ş sürekli bana Alevileri aşağılayıcı sözler söylüyordu. Buna rağmen ben bir şey demiyordum. Bu iddia atılmadan 15 gün önce Alevi olduğumu öğrenmişler. A.L buna bozuldu 'Sen de Aleviymişsin, niye söylemedin?' dedi. Sonra birden bire altınlarının çalınmasından bahsederek şikayetçi olmuşlar. Hiçbir zaman evleri boş değildi. 1.5 ay ara ile gittiğim oluyordu. 3 kız kardeşin evinden sürekli hırsızlık yapacağım, birisi bunu fark etmeyecek, sonra birden bire mallarının çalındığını fark edecekler, bu olacak şey değildir. Benim kaymakam olacak üniversitede çocuğum var.
Beni hırsız anne olarak suçlamaları doğru değil. Vicdanlarına bırakıyorum" dedi. Tutanaklara göre B.K bunları söylerken ağlamamak için kendisini tuttu, sonra tekrar normal konuşmaya başladı.

ÇİĞNENEN ONURU İÇİN TAZMİNAT DAVASI
Dava sonunda beraat eden B.K, evinin hırsızlık ididasıyla arandığının herkesce öğrenildiğini, beraatine karar  verilse de namus ve şerefine sahip ailesine yapılan bu haksızlığın affedilemeyeceğini belirterek 50 bin TL manevi tazminat istemiyle dava açtı. B.K, kendisi hakkında hırsızlık suçundan şikayette bulunan 3 kadının da Alevi olduğunu öğrendikten sonra etnik kimliğinden ötürü aşağılayıcı hareketlerde bulunduklarını ileri sürdü. Tazminat davasında yapılan mal varlığı araştırmasında B.K'nın ev temizlik işlerine gittiği, aylık ortalama
1000 TL gelirinin olduğu, oturduğu evin kendisine ait olduğu, eşinin emekli olduğu ve çay ocağında çalıştığı, iki çocuğunun olduğu tespit edildi.


"ANAYASAL HAK"MIŞ
Ankara 14. Asliye Hukuk Mahkemesi ise bu davayı reddetti. Kararda, "Davacının Alevi suçlaması yapıldığı iddiası bulunmakta ise de bu iddiayı doğrulayan bir kanıta rastlanmadığı" ifadesine yer verilirken davalıların B.K'yı şikayet etmesinin Anayasal bir hak olduğu, ortada hiçbir şüphe doğuracak bir durum yokken şikayet etmelerinin söz konusu olmadığı öne sürüldü.
Kararın temyiz incelemesini yapan Yargıtay 4. Hukuk Dairesi ise davalıların hiçbir kanıt göstermeden, sadece özel yaşantısına yönelik yorumlar yoluyla hırsızlık suçlamasında bulunmalarının kişilik hakkının ihlali olduğuna karar verdi ve mahkeme kararını bozdu. Kararda, 3 kız kardeşin evinden çalındığı iddia edilen altınların bir
defada götürülemeyecek ve kaybolmaları halinde dikkat çekecek kadar çok oldukları belirtildi.
Mahkeme kararında direnince dosya Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'na geldi. Kurul, oy çokluğu ile yerel mahkemenin kararını onadı. Kurul kararında davalı kız kardeşlerin güvenliği iyi olan sitede oturdukları, evlerine fazla yabancı kişilerin gelmemesi ve B.K'nın her üçünün de evine gitmesi nedeniyle ondan şüphelenmelerinin doğal olduğu ve B.K'ya kasıtlı zarar vermek için şikayette bulunduklarına ilişkin
delil olmadığı ileri sürüldü. B.K'nın yaptığı karar düzeltme başvurusu da geçen hafta reddedildi ve dava kesin olarak reddedilmiş oldu.

Hiç yorum yok: